top of page

Doğal Seçilim ve Gözlemlenebilir Evrim: Yaratılışın Bilimsel Delilleri

Güncelleme tarihi: 6 Eyl


ree

Araştırmacı, Analist, Filozof, Yazar: Kağan Çankaya

Giriş

Canlılığın çeşitliliği ve karmaşıklığı, insanlığın tarih boyunca en çok merak ettiği konulardan biri olmuştur. Evrim teorisi, doğal seçilim ve mutasyonlar yoluyla türlerin kendiliğinden değişip yeni türler oluşturduğunu iddia eder. Charles Darwin’in İspinoz gagaları örneği, bakterilerde antibiyotik direnci ve virüslerde hızlı mutasyon, bu teoriyi destekleyen gözlemler olarak sunulur.

Ancak bu gözlemler ve teorik iddialar, yaratılışın açık ve bilimsel delillerini göz ardı eder. Mikroevrim olarak adlandırılan gözlemlenebilir değişimler, yeni bilgi veya tür üretmez. Matematiksel olasılık hesapları, DNA ve proteinlerin rastgele oluşumunun imkânsızlığını gösterir. Bu makalede, doğal seçilim ve gözlemlenebilir evrim detaylı biçimde incelenecek, her bölümde yaratılışın bilimsel olarak nasıl desteklendiği gösterilecektir.

1. Doğal Seçilim ve Yeni Bilgi Üretme Yetersizliği

Doğal seçilim, evrim teorisinin temel mekanizması olarak sunulur. Ancak burada kritik bir nokta vardır: Doğal seçilim, mevcut genetik varyasyonu eleyip düzenler; yeni bilgi yaratmaz.


  • 1. Mikroevrim Örnekleri ve Sınırlılıkları

    1.1 Bakteriler

    • Bakteriler, çevresel baskılara hızlı ve etkili bir şekilde adapte olma yeteneğine sahiptir. Bu adaptasyonlar, bakterilerin hayatta kalmasını ve çoğalmasını sağlar.

    • Antibiyotik direnç genleri buna iyi bir örnektir. Bu genler, bakterilerin gen havuzunda önceden mevcut olan varyasyonlar arasından doğal seçilimle tercih edilir. Yani direnç, yeni bir genetik bilgi eklenerek değil, mevcut genetik materyalin yeniden kullanılması ve seçilmesiyle ortaya çıkar.

    • Bu adaptasyon süreci, yeni bir organ, doku veya tamamen yeni bir türün oluşmasını sağlamaz. Mikroevrimsel değişiklikler genellikle mevcut genetik bilgiyi yeniden düzenler veya optimize eder, ancak yeni işlevsel genetik bilgi üretmez.

    • Ayrıca bakterilerde görülen adaptasyonlar, tek bir gen veya gen kümesi seviyesinde sınırlıdır. Karmaşık yapıların veya organların oluşumu için milyonlarca baz çiftinin koordineli şekilde değişmesi gerekir; bu, rastgele mutasyonlarla ve sınırlı seçilimle pratikte mümkün değildir.

    • Sonuç olarak, doğal seçilim sadece kısa vadeli, sınırlı adaptasyonlar yaratabilir ve gözlemlenen mikroevrim örnekleri, evrimcilerin iddia ettiği gibi kompleks yapıları veya yeni türleri açıklayamaz. Bu durum, bakteriler üzerinden yapılan adaptasyon gözlemlerinin evrimsel makro değişiklikler için yeterli kanıt olmadığını gösterir.

    1.2 Böcekler

    • Böcekler, çevresel baskılara karşı hızlı adaptasyon gösterebilirler. Özellikle insektisit (böcek ilacı) dirençleri, sıkça gözlemlenen bir örnektir.

    • Bu dirençler, böceklerin gen havuzunda önceden mevcut olan genetik varyasyonlar arasından doğal seçilimle ortaya çıkar.

    • Önemli nokta: Bu süreçte yeni biyolojik yapı veya organ üretilmez; sadece mevcut genetik bilginin farklı kombinasyonları ve ifadeleri kullanılır.

    • Dolayısıyla, doğal seçilim burada yalnızca mevcut genetik planı optimize eder, yani canlıyı çevresel koşullara daha uygun hâle getirir.

    • Bu durum, böceklerde gözlemlenen adaptasyonların yeni işlevsel bilgi yaratmadığını ve makro evrimsel değişiklikleri açıklayamayacağını açıkça gösterir.

    1.3 Virüsler

    • Virüsler, hızlı mutasyon yeteneğine sahip mikroorganizmalar olarak bilinir. RNA virüsleri özellikle yüksek mutasyon oranları gösterir.

    • Bu mutasyonlar genellikle mevcut genetik çerçeve içinde sınırlı değişiklikler yaratır; yani virüsün hayatta kalmasını ve çoğalmasını kolaylaştırır.

    • Önemli nokta: Bu değişiklikler yeni proteinler, yeni genler veya işlevsel organlar üretmez. Mutasyonlar, yalnızca virüsün mevcut yapısal ve fonksiyonel özelliklerini optimize eder.

    • Örneğin grip virüsünde veya SARS-CoV-2’de görülen mutasyonlar, virüsün bağlanma yeteneğini veya bağışıklıktan kaçışını etkiler, ancak tamamen yeni işlevsel yapılar oluşturmaz.

    • Bu gözlemler, virüslerin adaptasyon kapasitelerinin, yaratılışın önceden tasarlanmış genetik ve biyokimyasal sistemleri çerçevesinde gerçekleştiğini gösterir.

    • Sonuç olarak, hızlı mutasyon yeteneği makro evrimsel yeni bilgiler üretmez, sadece çevresel uyum ve hayatta kalma avantajı sağlar.

    2. Doğal Seçilim Yeni Bilgi Üretemez

    • Doğal seçilim, canlılardaki mevcut genetik varyasyonları eleyip, avantajlı olanları çoğaltır.

    • Ancak tamamen yeni genetik bilgi üretemez; sadece zaten var olan genetik materyalin yeniden düzenlenmesini sağlar.

    • Modern genetik çalışmalarda, mutasyonlar ve gen duplicasyonu bazı küçük değişiklikler ve varyasyonlar yaratabilir. Fakat bu değişiklikler, sistematik ve koordineli şekilde yeni işlevsel bilgi üretmez; yani bir organizmanın yeni organlar veya kompleks proteinler kazanmasını sağlamaz.

    Örnek

    • Bir bakteri mutasyonu, zaten var olan bir genetik dizilim üzerinden antibiyotik direnci kazandırabilir.

    • Bu süreç, yeni bir organ veya kompleks bir protein yaratmaz; sadece mevcut genetik bilginin uyum sağlamak için optimize edilmesi anlamına gelir.

    Sonuç

    • Bu gerçek, yaratılışın bilimsel bir göstergesi olarak yorumlanabilir:

      • Her canlı, önceden tasarlanmış bir genetik bilgiye sahiptir.

      • Mikroevrim, bu bilginin sınırları içinde gerçekleşir ve canlıların temel yapısını değiştiremez.

    3. DNA, RNA ve Proteinler: Matematiksel İmkânsızlık

    3.1 Proteinler

    Ortalama bir kompleks protein yaklaşık 100 aminoasitten oluşur. Her pozisyon için 20 olası aminoasit vardır. Tek bir proteinin doğru dizilimle oluşma olasılığı: 20 üzeri 100, yaklaşık 10 üzeri 130.

    Karşılaştırma: Evrendeki tüm atom sayısı yaklaşık 10 üzeri 80, evrenin yaşı yaklaşık 4,35 çarpı 10 üzeri 17 saniye.

    Bu veriler, rastgele mutasyonlarla işlevsel proteinlerin oluşumunun imkânsız olduğunu gösterir. Proteinin işlevsel olabilmesi için doğru dizilim, atomik düzeyde kusursuz bir mühendislik gerektirir. Bu, yaşamın bilinçli bir tasarım ürünü olduğunu ortaya koyar.

    3.2 DNA

    300 nükleotidlik bir DNA dizisi, 100 aminoasitten oluşan bir proteini kodlamak için gereklidir. Her pozisyon için 4 olasılık vardır. Tek bir DNA dizisinin doğru dizilimle oluşma olasılığı: 4 üzeri 300, yaklaşık 10 üzeri 180.

    Bu sayı, evrendeki maksimum fiziksel olay sayısı ile karşılaştırıldığında, rastgele oluşumun imkânsız olduğunu açıkça gösterir. DNA’daki bilgi, bilinçli bir tasarım olmadan var olamaz.

    3.3 RNA

    100 nükleotid uzunluğunda işlevsel bir RNA dizisi için olasılık: 4 üzeri 100, yaklaşık 10 üzeri 60.

    Bu sayı, evrendeki tüm fiziksel olayların toplamından büyüktür. Dolayısıyla RNA’nın kendi kendine işlevsel olarak oluştuğunu varsaymak bilimsel olarak tutarsızdır. RNA, yaşamın başlangıcında yaratıcı bir tasarımın göstergesidir.

    4. Gözlemlenebilir Evrim ve Yaratılış

    • Mikroevrim gözlemleri, yalnızca var olan genetik bilginin seçilmesini gösterir.

    • Makroevrim, yani türden türe geçiş, hiçbir zaman doğrudan gözlemlenmemiştir.

    • Bu durum, canlıların önceden tasarlanmış genetik yapılarla yaratıldığını destekler.

    Örnekler:

    • Bakteriler: Antibiyotik direnç genlerini kullanır, yeni bir organ oluşturmaz.

    • Böcekler: İnsektisit dirençli hale gelir, ama tür değişmez.

    • Virüsler: Hızlı mutasyon gösterir, ancak yeni işlevsel protein üretmez.

    Bu gözlemler, doğal seçilimin sınırlarını ve yaratılışın önceden planlı yapısını net bir biçimde ortaya koyar.

    5. Sonuç

    Doğal seçilim yalnızca mevcut varyasyonu optimize eder; yeni bilgi üretmez. DNA, RNA ve proteinlerin matematiksel olasılık hesapları, yaşamın tesadüflerle açıklanamayacak kadar karmaşık olduğunu gösterir. Mikroevrim örnekleri, makroevrim kanıtı sağlamaz.

    Bu veriler ışığında, canlıların genetik yapıları ve adaptasyon yetenekleri, bilinçli bir tasarımın bilimsel göstergesidir. Evrim teorisi, mikroevrim sınırlarını aşamadığı sürece, yaratılışın karmaşıklığını açıklamakta yetersiz kalır.


1.2 Darwin’in İspinozları

Galapagos Adaları’ndaki ispinoz gagaları değişebilir, fakat değişim yalnızca varyasyon sınırları içinde kalır. İspinozlar hâlâ ispinozdur; yeni bir tür oluşumu gözlenmemiştir.

Bu durum, doğal seçilimin mikroevrim sınırında etkili olduğunu, ancak yaratıcı düzenin varlığını inkâr edemeyeceğimizi gösterir. Çevresel uyum, bilinçli bir tasarımın izin verdiği esneklik çerçevesinde gerçekleşir.

2. Matematiksel Olasılık ve Rastgeleliğin İmkânsızlığı

Yeni genetik bilgi üretmenin olasılıkları astronomik derecede düşüktür. Bu, yaratılışın bilimsel bir delilidir.

2.1 Protein Örneği

Ortalama bir kompleks protein yaklaşık 100 aminoasitten oluşur. Her pozisyon için 20 olası aminoasit vardır. Tek bir proteinin doğru dizilimle oluşma olasılığı: 20 üzeri 100, yaklaşık 10 üzeri 130.

Karşılaştırma: Evrendeki tüm atom sayısı yaklaşık 10 üzeri 80, evrenin yaşı yaklaşık 4,35 çarpı 10 üzeri 17 saniye.

Bu veriler, rastgele mutasyonlarla işlevsel proteinlerin oluşumunun imkânsız olduğunu gösterir. Proteinin işlevsel olabilmesi için doğru dizilim, atomik düzeyde kusursuz bir mühendislik gerektirir. Bu, yaşamın bilinçli bir tasarım ürünü olduğunu ortaya koyar.

2.2 DNA ve Genetik Bilgi

300 nükleotidlik bir DNA dizisi, 100 aminoasitten oluşan bir proteini kodlamak için gereklidir. Her pozisyon için 4 olasılık vardır. Tek bir DNA dizisinin doğru dizilimle oluşma olasılığı: 4 üzeri 300, yaklaşık 10 üzeri 180.

Bu sayı, evrendeki maksimum fiziksel olay sayısı ile karşılaştırıldığında, rastgele oluşumun imkânsız olduğunu açıkça gösterir. DNA’daki bilgi, bilinçli bir tasarım olmadan var olamaz.

2.3 RNA Dizilimleri

100 nükleotid uzunluğunda işlevsel bir RNA dizisi için olasılık: 4 üzeri 100, yaklaşık 10 üzeri 60.

Bu sayı, evrendeki tüm fiziksel olayların toplamından büyüktür. Dolayısıyla RNA’nın kendi kendine işlevsel olarak oluştuğunu varsaymak bilimsel olarak tutarsızdır. RNA, yaşamın başlangıcında yaratıcı bir tasarımın göstergesidir.

3. Mikroevrim ile Makroevrim Arasındaki Fark

Gözlemlenebilir evrim örnekleri genellikle mikroevrim ile sınırlıdır:

  • Bakteriler ve direnç kazanımı

  • İspinoz gagaları ve beslenme adaptasyonu

  • Virüs mutasyonları ve varyasyonlar

Makroevrim, yani türden türe geçiş, gözlemlenmemiştir. Evrim teorisinin iddia ettiği şekilde yeni organlar, vücut planları veya tür aileleri doğal seçilim ile gözlenmemiştir. Bu durum, yaşamın önceden tasarlanmış ve yaratılışla var edilmiş olduğunu destekler.

4. Laboratuvar Modellerinin ve Simülasyonların Sınırlılıkları

Laboratuvar deneyleri ve bilgisayar simülasyonları, evrimsel mekanizmaları göstermek için kullanılır. Ancak:

  • Deneyler kontrollü ortamda yapılır ve doğadaki karmaşıklığı yansıtmaz.

  • Simülasyonlarda, algoritmalar insanlar tarafından programlanmıştır; doğal seçilim simülasyonu, tasarlanmış bir modeldir.

  • Mutasyonların laboratuvar ortamındaki etkileri, gerçek dünyadaki genetik karmaşıklığı temsil etmez.

Yaratılışçı bakış açısıyla, bu deneyler ve simülasyonlar yalnızca tasarımın karmaşıklığını anlamamıza yardımcı olur. Doğal süreçler tek başına yeni bilgi üretemez.

5. DNA ve Moleküler Karmaşıklık

DNA, hücresel yaşamın en karmaşık bilgi sistemidir:

  • Nükleotid dizilimleri ve genetik kod, rastgele oluşamayacak kadar karmaşıktır.

  • Tek bir nükleotid değişikliği bile ciddi sonuçlar doğurabilir (ör. orak hücre anemisi).

  • DNA’daki düzenlilik ve çift sarmal yapısı, yaşamın yaratılış ürünü olduğunu gösterir.

İnsan ile şempanze DNA’sının %98–99 benzerliği, ortak tasarımın veya aynı malzemenin farklı makinelerde kullanılmasının göstergesidir. Küçük genetik farklılıklar bile biyolojik ve zihinsel devasa farklılıklara yol açar; bu, rastgele değişimle açıklanamaz.

6. Rudimenter Organlar ve Atavizmler

  • Apandis bağışıklıkta görev yapar.

  • Kuyruk sokumu, kas bağlantısı için gereklidir.

  • Atavizmler genetik bozulmaların sonucu olup, evrimsel hatırlatma değildir.

Yaratılış perspektifiyle, bu organlar ve varyasyonlar, canlıların işlevsel tasarımının birer parçasıdır. Evrim teorisinin iddia ettiği gibi “körelmiş” veya “geçiş formu” değildir.

7. Doğal Seçilim ve Gözlemlenebilir Evrim Örnekleri

7.1 Bakteriler

  • Antibiyotik direnç genleri seçilir, fakat yeni tür oluşmaz.

  • Mikroevrim sınırında kalır.

7.2 Böcekler

  • İnsektisit dirençleri gözlemlenebilir.

  • Yeni organ veya tür ortaya çıkmaz.

7.3 İspinozlar

  • Gagalar çevreye uyum sağlar.

  • Tür değişmez; gözlenen sadece varyasyon.

Bu örnekler, gözlemlenebilir evrimin sınırlılığını ve yaratılışın geçerliliğini ortaya koyar.

8. Matematiksel Popülasyon Genetiği ve Genetik Bilginin Sınırlılıkları

  • Mutasyonların yeni bilgi üretme olasılığı, matematiksel hesaplamalarla değerlendirildiğinde astronomik derecede düşüktür. Ortalama bir protein diziliminin rastgele doğru oluşma olasılığı yaklaşık:

P ≈ 1 / 20^100 ≈ 10^-130

  • Embriyolojik gelişimde ve organizma fonksiyonlarında yüz binlerce protein ve milyarlarca baz çifti koordineli şekilde çalışır. Bu sürecin rastgele mutasyonlarla ve doğal seçilimle gerçekleşmesi matematiksel olarak pratikte imkânsızdır.

  • Popülasyon genetiği modelleri, allele frekanslarını ve seçilim etkilerini matematiksel olarak tahmin eder. Ancak bu modeller genellikle varsayımlara dayalıdır ve doğadaki karmaşık genetik ağları, epigenetik düzenlemeleri ve koordineli protein etkileşimlerini yansıtmaz.

  • Mikroevrimsel değişiklikler (örneğin varyasyonların seçilmesi ve mevcut genetik bilginin optimize edilmesi) gözlemlenebilir ve modellendirilebilir. Ancak, bu süreçler makroevrimsel yeni bilgiler, organlar veya kompleks yapılar yaratamaz.

  • Sonuç olarak, matematiksel popülasyon genetiği hesaplamaları ve gözlemler, canlıların önceden tasarlanmış genetik bilgiye sahip olduğunu ve mikroevrimin bu bilginin sınırları içinde gerçekleştiğini göstermektedir. Bu durum, yaratılışın bilimsel bir delili olarak değerlendirilebilir.

9. Sonuç

  1. Doğal seçilim, yalnızca mevcut varyasyonu seçer; yeni bilgi üretmez.

  2. Gözlemlenen değişimler mikroevrim ile sınırlıdır; makroevrim gözlemlenmemiştir.

  3. Matematiksel olasılık hesapları, protein, DNA ve RNA için rastgele oluşumu imkânsız gösterir.

  4. Laboratuvar ve simülasyon modelleri, doğadaki gerçek karmaşıklığı yansıtmaz.

  5. DNA, protein ve RNA’daki karmaşıklık, yaşamın yaratıcı bir tasarım ürünü olduğunu gösterir.

  6. Rudimenter organlar ve atavizmler, evrimsel delil değil, tasarımın parçasıdır.

Tüm bu veriler, doğal seçilim ve gözlemlenebilir evrim iddialarının makroevrim yaratamayacağını ve yaşamın yaratılışla var edildiğini bilimsel ve matematiksel olarak kanıtlar.


10. Rudimenter Organlar ve Atavizmler

  • Apandis: Eskiden gereksiz olduğu iddia edilse de, bağışıklık sisteminde rol oynar.

  • Kuyruk sokumu: Kas bağlantıları ve destek işlevleri için gereklidir.

  • Atavizmler: Genetik bozulmalar veya varyasyonların sonucu olup, evrimsel “geçiş formu” değildir.

Yaratılış perspektifiyle, bu organlar ve varyasyonlar canlıların işlevsel tasarımının bir parçasıdır. Evrim teorisinin iddia ettiği gibi körelmiş veya geçiş formu olarak yorumlanamaz.

11. Doğal Seçilim ve Gözlemlenebilir Evrim Örnekleri

11.1 Bakteriler

  • Antibiyotik direnç genleri seçilir, ancak yeni tür oluşmaz.

11.2 Böcekler

  • İnsektisit dirençleri gözlemlenebilir; yeni organ veya tür ortaya çıkmaz.

11.3 İspinozlar

  • Gagalar çevreye uyum sağlar, tür değişmez.

Bu örnekler, gözlemlenebilir evrimin sınırlılığını ve yaratılışın geçerliliğini ortaya koyar.

12. Matematiksel Çürütme: Popülasyon Genetiği

  • Mutasyonların yeni bilgi üretme olasılığı astronomik olarak düşüktür.

  • Popülasyon genetiği modelleri varsayımlara dayanır ve doğadaki karmaşıklığı yansıtmaz.

  • Mikroevrim gözlemlense de makroevrim matematiksel olarak imkânsızdır.

Bu, canlıların önceden belirlenmiş genetik bilgi ile yaratıldığını destekler.

13. DNA ve Moleküler Karmaşıklık

  • Nükleotid dizilimleri ve genetik kod, rastgele oluşamayacak kadar karmaşıktır.

  • Tek bir nükleotid değişikliği bile ciddi sonuçlar doğurabilir (ör. orak hücre anemisi).

  • DNA’daki düzenlilik ve çift sarmal yapı, yaşamın yaratılış ürünü olduğunu gösterir.

  • İnsan ile şempanze DNA’sının %98–99 benzerliği, ortak tasarımın veya aynı malzemenin farklı organizasyonlarda kullanıldığının göstergesidir.

  • Küçük genetik farklılıklar bile büyük biyolojik ve zihinsel farklılıklara yol açar; bu, rastgele değişimle açıklanamaz.


14. Sonuç ve Değerlendirme

  1. Doğal seçilim yalnızca mevcut varyasyonu seçer; yeni bilgi üretmez.

  2. Gözlemlenen değişimler mikroevrim ile sınırlıdır; makroevrim gözlemlenmemiştir.

  3. Matematiksel olasılık hesapları, protein, DNA ve RNA için rastgele oluşumu imkânsız gösterir.

  4. Laboratuvar ve simülasyon modelleri, doğadaki gerçek karmaşıklığı yansıtmaz.

  5. DNA, protein ve RNA’daki karmaşıklık, yaşamın yaratıcı bir tasarım ürünü olduğunu gösterir.

  6. Rudimenter organlar ve atavizmler, evrimsel delil değil, tasarımın parçasıdır.

Tüm bu veriler, doğal seçilim ve gözlemlenebilir evrim iddialarının makroevrim yaratamayacağını ve yaşamın yaratılışla var edildiğini bilimsel ve matematiksel olarak destekler.

ALLAHTAN BAŞKA İLAH YOKTUR HZ MUHAMMED ONUN KULU VE ELÇİSİDİR


  • Behe, M. J. (1996). Darwin's Black Box: The Biochemical Challenge to Evolution. Free Press.→ DNA, protein ve hücresel karmaşıklığın rastgele oluşamayacağını matematiksel olarak ortaya koyar.

  • Denton, M. (1998). Evolution: A Theory in Crisis. Adler & Adler.→ Fosil kayıtlarının eksiklikleri, geçiş formları ve makroevrim eleştirisi.

  • Meyer, S. C. (2009). Signature in the Cell. HarperOne.→ DNA’daki bilgi ve tasarım argümanları.

  • Guliuzza, R. J. (2013). The Design and Engineering of Biological Systems. Evolutionary Creationism vs. Intelligent Design.→ Doğal seçilimin sınırları ve adaptasyon örnekleri.

  • Kağan Çankaya (2025). Doğal Seçilim ve Gözlemlenebilir Evrim: Yaratılışın Bilimsel Delilleri

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

$50

Product Title

Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button. Product Details goes here with the simple product description and more information can be seen by clicking the see more button.

Recommended Products For This Post
 
 
 

1 Yorum


Misafir
05 Eyl

Dunyada her şey insan hayvan bitki ne varsa tesadüf degildir allah her şeye bir vesile koymuştur bir karınca bile yapamayan insanlardır ama bir çok araçlar örneğin ucak ve benzeri araçlar yapmıştır ama onları dilediği kullarına yapma aklı fikri de veren alahtir her şey allahtantan dır kısa ve oz

Beğen
bottom of page